Meme Kanserinde Bilinmesi Gerekenler

Yücelen Marmaris Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Hüseyin Önder Kaya Meme Kanseri hakkında bilgilendiriyor.

Meme kanseri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kadınlarda görülen en sık görülen kanserlerdendir. Yılda yaklaşık on beş (15) bin kadını etkilemektedir. Kadın kanserlerinin özellikle yüzde 25’ini meme kanseri oluşturmaktadır. Bu da demek oluyor ki, her 8-10 kadından birisi hayatları boyunca mutlaka bir meme kanseriyle karşılaşma riskine sahiptir. Meme kanserinde tabiî ki en önemli koruyucu yöntem erken tanıdır. Erken teşhis kanser yayılmadan önce tanı konursa, %96’ya varan oranda tam kür tam tedavi sağlayabilmekteyiz. Bu bağlamda da tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 1-31 ekim tarihleri meme kanseri bilinçlendirme farkındalık ayı olarak çeşitli eğitim ve seminer ve taramalarla değerlendirilmektedir. Meme kanseri, kadınlarda görülen en sık kanser türüdür.

Meme kanseri nedir?

Meme kanseri, meme dokusunun kontrolsüz olarak çoğalmasıdır ve kadınlarda görülmekle beraber erkeklerde de görülmektedir. Aynı zamanda kadınlarda en sık görülmekle beraber kadınlarda en sık da ölüme sebep olan kanserlerdendir.

Meme kanserinin risk faktörleri var mıdır?

Önlenebilir risk faktörlerimiz de vardır, bir de önleyemediğimiz risk faktörlerimiz de var.

Önlenebilir risk faktörleri;

Fazla kilolu olma,

Yeterli fiziksel aktivitenin olmaması,

Hiç doğum yapmamış olmak ya da 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapmak,

Emzirmemek,

Doğum kontrol hapı kullanmak,

Menopoz sonrasında kadınların menopoz hormon tedavisi alması,

Düzenli olarak alkol kullanmak,

Bizim önleyebildiğimiz risk faktörlerindendir.

Peki,

Önleyemediğimiz, değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri nelerdir?

Kadın olmak (Kadınlarda erkeklerden çok daha fazla görülmektedir),

Yaş almak (Kadınlar ileri yaşlarda daha fazla meme kanserine yakalanma riskini taşımakta),

Belirli kalıtsal genlere sahip olmak (BRCA1,BRCA2 gibi),

Ailede, birinci derece akrabalarda meme kanseri olanlarda meme kanseri çok daha fazla görülmektedir. Annede kız kardeşlerde görülmesi gibi,

Kişinin bir memesinde, meme kanseri olması hem aynı memede hem karşı memede meme kanseri olma riskini artırmaktadır,

Fibroadinom gibi iyi huylu kitlelerin kontrolsüz olarak büyümesi, 2cm ve üzerlerine çıkması,

Erken dönemde adet görmek,

Geç dönemde menopoza girmek,

Göğüste radyoterapi almak,

Bizim değiştiremeyecek risk faktörlerimiz arasındadır.

Meme kanserinin belirtileri nelerdir?

Meme kanserinin ilk ve en önemli belirtisi, memede ele gelen ağrısız kitledir. Ancak bazen kitle ele gelmeden de çeşitli bulgularla bize sinyal verebilmektedir. Peki bunlar nedir;

Meme başının geriye çekilmesi,

Meme derisinin portakal kabuğu görüntüsü olması,

Özellikle tek taraflı kanlı meme başı akıntısı,

Meme derisinde ödem,

Meme derisinde kalınlaşma,

Meme derisinde egzama gibi lezyonlar,

Koltuk altında yine ele gelen kitleler meme kanserinin kitle olmadan da bize bulgu veren semptomlarıdır.

Peki, tanı ve taramada ne yapmalıyız?

Tanı ve taramada en önemli şey bazen ileri dönemlere kadar belirti vermeyebiliyor.

Bunun için erken tanı konması çok önemli. Daha önce söylediğim gibi erken tanı konulan hastalarda %96’ya varan tam kür şansına sahibiz. 20-40 yaş arasındaki bayanlar adet gördükten sonra özellikle 4-8. Günler arasında kendilerini hem memelerini hem koltuk altlarını mutlaka muayene etmelidirler. Ve 2 yılda bir de hekim, özellikle de genel cerrah hekimine mutlaka muayene olmaları gerekmektedir.

Evet, bazen bayanlar kendilerini muayene ederlerken çeşitli kitleler ele geliyor olabilir meme yapısından kaynaklı, ancak sürekli kendilerini muayene ederlerse farklı olan kitleleri fark edebileceklerdir.

Peki, 40 yaşından sonra ise, mutlaka kendilerini her ay kontrol etmeleri ve yılda bir mutlaka bir hekim kontrolü ve özellikle genel cerrahi hekim kontrolüne mutlaka gelmeleri ve yılda bir de mammografik takipleri önemlidir.

Peki, Tedavide ne yapmalıyız?

Her hastanın tedavisi, tümörün evresine, risk faktörlerine, hastanın yaşına, hastanın genetik hastalıklarına göre değişmekle beraber, birincil tedavi altın standart olan, cerrahi yöntemdir. Cerrahinin haricinde kısıtlı cerrahi olabilir, meme koruyucu cerrahi olabilir, memenin tamamı alınması olabilir fakat ilk tedavisi cerrahidir. Ondan sonra da cerrahiye ek olarak kemoterapi ilaç tedavisi veya ışın tedavisi dediğimiz radyoterapi ayrı ayrı yada kombine olarak kullanılabilmektedir. Son olarak şunu söylemek istiyorum ki, “Erken tanı hayat kurtarır”